İnternet Ortamında Şahsıma Veya Şirketime Ait Olumsuz İçerikleri Kaldırabilirmiyim ?

İNTERNET ORTAMINDA ŞAHSIMA VEYA ŞİRKETİME AİT OLUMSUZ İÇERİKLERİ KALDIRABİLİR MİYİM ?

 

Günümüzde internetin yaygınlaşması ile sosyal medya kullanımının artması ve ticari işletmelerin ticari faaliyetlerini yürütürken interneti kullanması sebebi ile sanal ortamda kişileri ve şirketleri olumsuz etkileyebilecek yorum, içerik ve video paylaşılması kolaylaşmıştır.

 

Türk medeni kanunu Madde 24 “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.” Uyarınca hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse saldırıda bulunana karşı korunmayı hakimden isteyebilir.

 

Buna göre kişilik hakları zarar gören kimse 5651 sayılı internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanunun içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi başlıklı 9. Maddesi “internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek veya tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini isteyebilir.”

 

İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik hakları ihlal edilenlerin talepleri doğrultusunda hâkim bu maddede belirtilen kapsamda erişimin engellenmesine karar verebilir.

 

Hâkim, bu madde kapsamında vereceği erişimin engellenmesi kararlarını esas olarak, yalnızca kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verir. Zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Ancak, hâkim URL adresi belirtilerek içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle ihlalin engellenemeyeceğine kanaat getirmesi hâlinde, gerekçesini de belirtmek kaydıyla, internet sitesindeki tüm yayına yönelik olarak erişimin engellenmesine de karar verebileceği öngörülmüştür.

 

Bu noktada önem arz eden husus içeriğin ifade özgürlüğü kapsamında mı olduğu yoksa kişilik haklarına zarar mı verdiği olacaktır.

Erişimin engellenmesi talep edilen URL adresinde yer alan internet sitelerinde yer alan haberlerin içeriğinin ilk bakışta (prima facie) ve hiç bir tereddüte mahal vermeyecek düzeyde talep edenin kişilik haklarına saldırı veya kişilik haklarının açık ihlali (örneğin kişi hakkında çıplak fotoğraflar, pornografik videolar, ırkçı saldırılar, çocuk pornografisi vb. bulunması) niteliğinde olması gerekmektedir.

 

Gecikmesinde sakınca bulunan veya ciddi bir zararın doğacağı anlaşılan hallerde tehlike veya zararın önlenmesi için halimden gereken tedbirlere karar vermesini istenebilir. Böyle bir durum olmadığına kanaat getirilirse sulh ceza hakimliğin içeriğin kaldırılmasına karar vermeyecektir. Sulh ceza hakimliği 24 saat içerisinde karar vermekte, gecikmesinde sakınca bulunan ve doğrudan ilk bakışta anlaşılacak içeriklerde kaldırılma kararı vermektedir.

 

Ancak talep edeninin kişilik haklarının doğrudan hedef alınmadığı kanaatine varılmadığında ve keza “…Kişilik hakların internet ortamında saldırıda bulunulan kişi, özel hukuk davaları yoluyla örneğin 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. ve 25. maddelerine dayanarak müdahalenin önlenmesi, durdurulması veya devam eden müdahaleye son verilmesi, müdahalenin hukuka aykırılığın saptanması, mahkemenin alacağı kararın veya cevap ve düzeltme metninin yayımlanması ya da üçüncü kişilere bildirilmesi istenebilir; maddi veya manevi tazminat davaları açabilir.

 

Tüm bunlarla beraber İnternet yolu ile kişilik haklarına yönelik bir saldırı ceza kanunlarına göre suç oluşturuyor ise müşteki yalnızca veya aynı zamanda failin cezalandırılmasını da isteyebilir bu durumda ceza soruşturması ve kovuşturması için Cumhuriyet Savcılığına başvurabilir.

 

Ayrıca Cumhuriyet Savcılığı yayınlanan içeriğin suç olduğuna kanaat getirirse içeriğin kaldırılmasını re’sen sulh ceza mahkemesinden talep edebilecek ve içeriğin kaldırılması kararı verilebilecektir. Ayrıca gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcılık içeriğin kaldırılmasına karar verebilecektir.

 

Peki bir şirket veya ticari işletme hakkında yazılan olumsuz veya yanıltıcı içeriklerin kaldırılması mümkün müdür ?

Ticari işletmeler veya şirketler Türk medeni kanunu ilgili hükümleri uyarınca yukarıda belirtildiği şekilde korumaya tabiidir. Ve aynı şekilde bir şahıs gibi hakkındaki içeriklere ilişkin belirtilen yöntemlere başvurabilir.

 

 

Bununla beraber TTK’nun Cezayı gerektiren fiiller başlığı altında

“a) 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler, …….. fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 56 ncı madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.” 62. Maddesinin atfı ile yine ;

TTK’nu MADDE 55-

“(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:

a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;

1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,”

TTK m. 62/1’deki “55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler” atfıyla TTK m. 55’te “Dürüstlük Kuralına Aykırı Davranışlar ve Ticari Uygulamalar” başlığı altında yer alan fiillerin her biri farklı konulara yöneldiği, hatta kimilerinin fail ve mağdurları farklı olduğundan her bir bendin bağımsız birer suç teşkil ettiği açıktır.

 

İfadeler gerçeğe uygun olmalıdır. Gerçeğe uygun bir beyan olsa bile buna, kamuoyunun gözünde yanlış bir imaj uyandırabilecek vurgular, değer yargıları, varsayımlar hatta imalar eşlik etmektedir. Ayrıca eleştiri kavramının olgusal gerçekliğe dayanmayan hususları gerçekmiş gibi gösterme veya eleştiri sınırlarını aşacak şekilde salt kişisel saldırı niteliğindeki ifadeleri kapsadığı söylenemez. Kötü niyetli olarak gerçeğin çarpıtılması kabul edilebilir eleştiri sınırlarını aşacaktır. Eleştirinin, muhatap veya muhatapları tarafından kontrol edilmesine imkan verecek düzeyde objektif esaslara dayanması ve mahiyet itibariyle yanlış zehaplar uyandırmaması şarttır. Bir kişinin, başkalarının şahsı, iş ürünleri, faaliyetleri veya ticari işleri hakkında yapacağı objektif olmayan ve kötülemeye matuf eylemlere hukuken cevaz yoktur.

Ayrıca yorum incitici beyanlar içermektedir. Gereksiz yere incitici beyanlar, amacını aşan değer yargılarıdır. Amacın aşılmasıyla yargılar, gerçek dışı, gerçeğe uymayan, gerçekle bağdaşmayan bir hal alır. Ölçüsüzlük ve üslup, içerdiği bir kısım gerçeklere rağmen, eleştiri kavramı ile uyuşmuyorsa, beyan inciticidir. Ölçüsüzlük, gerçeğe uygunluk sınırını zorluyorsa, yine gereksiz yere inciticilikten söz edilebilir. (TTK Tasarısı, s. 421)

 

Yargıtay bir kararında davalının, gerekmediği halde, davacının ürününü ve kendisini kötüleyici beyanlar içeren bazı ifadeleri herkesin ulaşabileceği internet ortamında kullanması ancak davacıya isnat ettiği iddiaları ispatlayamaması nedeniyle, bu eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğini kabul etmiştir. (2009/11362 E. 2011/3864 K.)

 

Bununla beraber şüphelinin müşteri olması veya olmaması TTK 62 uyarınca düzenlenen suçun faili olmasını engellemeyecektir. 6102 sayılı Kanun’un, 6762 sayılı Kanun’a nazaran, haksız rekabete ilişkin ihlaller açısından daha kapsamlı bir düzenlemeye yer verdiği görülmektedir. Amaç ve ilke olarak, sadece rakiplerin veya ticari faaliyette bulunanların değil, bütün katılanların menfaatinin esas alınması bu yaklaşımın bir göstergesidir. “Katılanlar” ifadesiyle başta rakipler ve müşteriler olmak üzere, ekonomik sistemin bir bütün olarak korunmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Rakip olmayan kişi veya kuruluşların da, rekabetçi piyasayı bozabilecekleri kabul edilmekte ve bu nedenle, haksız rekabet hükümleri bunları da kapsamaktadır.

 

Emsal Yargıtay Ceza dairesi kararı:

Şüphelilerden …‘in basına gerçeğe uygun olmayan bilgiler verdiğini, bununla da yetinmeyip haksız yere kamu kurumlarına şikayet ettiğini, ticari itibarının zedelendiğini ticari faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere incitici açıklamalar ile kötülediği fiilleri nedeniyle haksız rekabet ettiği iddiası üzerine yürütülen soruşturma sonucu, anılan Başsavcılığın 2014/1920 ve 2014/2033 soruşturma nolu dosya içerikleri uyarınca şüpheliler hakkında kasıtla hareket ettiklerine ilişkin kamu davası açmayı haklı gösterecek delil elde edilemediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin Dairesinin 11/05/2009 tarihli ve 2006/14776 esas, 2009/15807 sayılı ilâmı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 03/03/2008 tarihli ve 2007/839 esasa, 2008/2510 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, anılan 6102 saylı Türk Ticaret Kanunu’nun 55 ve 62. maddesinde başkalarının faaliyetlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötülemek hali iktisadi rekabetin suistimalini oluşturacağı ve haksız rekabet teşkil edeceği belirtilmiş olması karşısında, şikayetçi tarafından sunulan 23/09/2014 tarihli Gazete Vatan ve www.hürriyet.com.tr/gundem27425569.asp uzantılı “Balık ölümlerinde virüs şüphesi” başlıklı internet haber içerikleri ile soruşturma dosyasındaki delillerin şüpheli hakkında dava açılması için yeterli olduğu gibi bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın bu yönden kabulü ile kamu davasının açılmasına karar verilmesi yerine, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir (Yargıtay 23. Ceza Dairesi – Karar : 2015/7468)

 

Tüm bunlarla beraber Unutulma hakkı, kişinin geçmişte yaşadığı bir olaya ilişkin haber, ses, fotoğraf, görüntü veya video kaydının internet üzerinde yapılan yayınlar vasıtasıyla kamuoyuna yansıması oluşan mağduriyetin giderilmesini amaçlamaktadır. Unutulma hakkı, geçmişte yaşanan bir olayın üzerinden uzun bir süre geçmesi nedeniyle güncelliğini yitiren haber, video, görsel veya diğer içeriklerin kaldırılması, internet web sitesinin URL’sine erişimin engellenmesi suretiyle temin edilecektir.

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/6/2015 tarihli ve E.2014/4-56, K.2015/1679 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir :

“…Unutulma hakkına gelince; unutulma hakkı ve bununla ilişkili olan gerektiği ölçüde ve en kısa süreliğine kişisel verilerin depolanması veya tutulması konuları, aslında kişisel verilerin korunması hakkının çatısını oluşturmaktadır. Her iki hakkın temelinde bireyin kişisel verileri üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, geçmişin engeline takılmaksızın geleceğe yönelik plan yapabilmesini, kişisel verilerin kişi aleyhine kullanılmasının engellenmesini sağlamak yatmaktadır. Unutulma hakkı ile geçmişinde kendi iradesi ile veya üçüncü kişinin neden olduğu bir olay nedeni ile kişinin geleceğinin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin engellenmesi sağlanmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesi bireyin yararına olduğu gibi toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartışılmazdır.

Unutulma hakkı; üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir…”

 

Yukarıda izah ettiğimiz sebepler ve yollar ile internet üzerinde şahsınıza yönelik olumsuz içeriklerin kaldırılması talep edilebilecektir. Ancak her olay ve durum kendine özgüdür. Bu sebeple bu hususta uzman bir avukattan yardım almanız elzemdir.

 

Hukuk büromuz yukarıda izah edilen konularda uzman olup hizmet vermeye açıktır. Hukuki destek almak isteyenlerin irtibat numarasından iletişime geçmesi yeterli olacaktır. 

Shopping Cart

No products in the cart.