Şirketler İçin Hukuki Danışmanlık

ŞİRKETİM İÇİN SÜREKLİ OLARAK HUKUKİ DESTEK ALMAYLI MIYIM ?

Öncelikle şirketinizin türüne göre serbest çalışan bir avukattan hukuki danışmanlık almanız zorunlu veya ihtiyari olmak üzere değişiklik gösterecektir.

Avukatlık kanunu 35. Madde “Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272 nci maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilir.” Maddesi uyarınca limited şirket veya adi şirketlerin (şahıs şirketi) avukat bulundurma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Buna göre Sermaye miktarı her yıl Türk Ticaret Kanunu uyarınca güncellenecek olan Anonim Şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan kooperafilerin avukat bulundurma zorunluluğu bulunmaktadır. Avukat bulundurma zorunluluğundan kasıt serbest çalışan bir avukattan danışmanlık almak şeklinde olabilir.

İlgili maddenin devamında belirtildiği üzere şirketin bulunduğu yer Cumhuriyet Savcılığı tarafından madde hükmüne uymayan şirketlere ceza uygulanacaktır.

Böyle bir ceza ile muhatap olmamak için bir Avukattan danışmanlık alınmalıdır. Ayrıca Avukat veya şirket tarafından taraflar arasındaki sözleşme Baroya bildirilmelidir.

Ayrıca bu bir külfet olarak görülmemelidir. Ticaret hayatında faaliyet gösteren şirketler sürekli olarak bir hukuki ilişki içerisine girmektedir. Faaliyetlerini yürütürken hak kaybına uğramamak sorumluluklarını tam olarak yerine getirmek için şirketler hukuku ve ilgili diğer alanlarda uzman avukatlardan destek almak faydalı olacaktır.

Bir hukuki durumda dava açmak son çare olarak kullanılmalıdır. Dava aşamasına gelindiğinde işlemler yapılırken gerekli olan belge ve kayıtlar alınmadığında, dava açmakta çare olmamaktadır.

Ülkemizde önleyici hukuk çok göz ardı edilmekte, taraflar genel olarak son çare olarak avukata başvurmaktadır. Ancak bir Avukattan sürekli olarak hukuki destek alan biri haklarını daha sıkı bir şekilde koruyacaktır.

Çünkü kanunlar bir kişiye hakkını koruması için gerekli olan bazı külfetleri de beraberinde yüklemektedir.

Örnek olarak bir olay düşünürsek; A kişisi babasının ölümünden sonra abisinin miras olarak kendilerine intikal eden taşınmazını kullanmasını istememektedir. Babasının ölümünden sonra birkaç yıl geçmiş artık anlaşamayacaklarına kanaat getirdiği için, bu zamana kadar abisinin kullanmış olduğu taşınmazın kira bedelini istemeye karar vermiştir. Ancak dava açtığında veya avukata gittiğinde, avukat kendisine öncelikle abisine bu konuda ihtar gönderilmesi gerektiğini ihtar gönderildikten sonra kira bedeli isteyebileceğini belirtir. Ve o zamana da kadar ki hakkı olan kira bedeli hakkını yitirmiş olacaktır.

Örnek olarak verdiğimiz olay çok sık olarak karşılaşılan vatandaşların hataya düştüğü bir olaydır. Ticari hayatta karşılaşılacak durumlarda çok daha detaylı ve çok daha karmaşık olacağından, hukukçu olmayan birinin hukuken hataya düşmemesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu sebeplerle Zorunlu olmasa dahi ticari hayata devam ederken bir avukattan hukuki destek almak sonradan karşılaşılacak çok daha büyük sorunların önüne geçecektir.

Hukuk büromuz bir çok şirkete danışmanlık vermekte olup ticari iş ve işlemlerde tarafların hak ve yükümlülükleri konusunda uzman olup, hukuki yardım almak isterseniz irtibat numarasından aramanız yeterlidir.

Shopping Cart

No products in the cart.